DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2022/424 ESAS - 2024/1 KARAR VE 24.01.2024 TARİHLİ KARAR
Künye
Mahkeme: Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2022/424
Karar No: 2024/1
Karar Tarihi: 24.01.2024
Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf (Davacı): …
Mevzuat
-
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK):
- Madde 353/1: Belgelerin düzenlenmemesi veya alınmaması durumunda özel usulsüzlük cezası uygulanması.
-
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu (GVK):
- Ticari kazanç tanımı ve kazancın devamlılık arz etmesi durumunda vergilendirilmesi.
-
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu:
- Madde 54: Karar düzeltme usulleri.
Özet
Davacı, müteahhit aracılığıyla yapılan bir inşaat projesinden elde ettiği bağımsız bölümlerin satışından dolayı re’sen tarh edilen gelir vergisi, vergi ziyaı cezası ve özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle dava açmıştır. Vergi Mahkemesi, davacının faaliyetinin ticari bir organizasyon kapsamında yapılmadığını belirterek, kazancın "ticari kazanç" olarak nitelendirilemeyeceğine ve özel usulsüzlük cezasının hukuka uygun olmadığına hükmetmiştir.
Danıştay Üçüncü Dairesi, satışların süreklilik arz ettiğini ve ticari kazanç doğurduğunu belirterek mahkeme kararını bozmuştur. Ancak, davacıya atfedilen özel usulsüzlük cezası hakkında hukuken geçerli bir tespit bulunmadığı belirtilmiştir. Vergi Mahkemesi, ilk kararında ısrar etmiş; Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu ise bu ısrar kararını hukuka uygun bularak temyiz istemini reddetmiştir.
Anahtar Kelimeler
Gelir Vergisi, Ticari Kazanç, Vergi Ziyaı Cezası, Özel Usulsüzlük Cezası, Danıştay Kararı, Vergi Mahkemesi, Re’sen Tarh, 193 Sayılı Kanun, 213 Sayılı Kanun.
Sorular
- Gayrimenkul satışlarının ticari kazanç olarak vergilendirilmesi için hangi kriterler dikkate alınır?
- Özel usulsüzlük cezası hangi şartlarda uygulanabilir?
Karar
Dava konusu istem:
Davacı adına, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca edinilen bağımsız bölümlerin satışından elde edilen ticari kazancın kayıt ve beyan dışı bırakıldığından bahisle vergi inceleme raporu uyarınca re'sen tarh edilen 2012 yılına ait gelir vergisi ve verginin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezası ile aynı yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Gelir vergisi ve verginin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezası yönünden yapılan inceleme:
Davacı hakkında tahsil ettiği birtakım gayrimenkullerin kiraya verilmesi ve sattığı gayrimenkuller nedeniyle elde ettiği kazancı beyan dışı bıraktığı yolundaki ihbarlar üzerine başlatılan inceleme neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporu ile davacının 2011 ve 2012 yıllarında beş adet daire sattığı, bu şekilde gayrimenkul satımının devamlılık arz ettiği, 2012 yılında yapılan toplam 280.000,00 TL'lik satıştan elde edilen safi karın 56.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Söz konusu inceleme raporuna istinaden dava konusu vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarh edilmiştir.
Olayda, davacının sahibi olduğu arsayı değerlendirmesinin ticari bir organizasyon kapsamında yapılmadığı, diğer bir ifadeyle topladığı arsa ya da arsa paylarını bir şirket vasıtasıyla yeni yapılarla donatmadığı ve bunları ticari bir girişimle pazarlayarak hasılat elde etmediği ihtilafsızdır. Davacının, satın alma yoluyla edindiği arsayı müteahhide verdiği, müteahhidin bina inşaatını yarım bırakarak terk etmesi üzerine davacı tarafından yarım kalan inşaatın tamamlandığı, kendi payına düşen taşınmazların bir kısmının zaman içerisinde satıldığı, bir kısmının kiraya verildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca davacının başka bir bina inşaatı ve gayrimenkul alım satımında bulunduğu yönünde herhangi bir tespit yapılmadığı görülmektedir.
Bu durumda, elde edilen gelirin "ticari kazanç" olarak nitelendirilerek vergiye tabi tutulmasına hukuki olanak bulunmamaktadır.
Özel usulsüzlük cezası yönünden yapılan inceleme:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca ceza kesilebilmesi için maddede sayılan belgelerin verilmediğinin, alınmadığının belirlenmesi ve bu belgeleri vermeyen ve almayanların saptanmasına ilişkin hukuken geçerli bir tespitin mevcut olması gerekmektedir.
Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporlarında, bu belgeleri almayan ve vermeyenleri saptayan somut ve hukuken geçerli bir tespit bulunmadığından kesilen cezada hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Karar sonucu:
Mahkeme bu gerekçeyle davanın kabulüne karar vermiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 29/01/2019 tarih ve E:2015/1094, K:2019/478 sayılı kararı:
Arsa üzerinde birden çok bağımsız bölümden oluşan yapı yapılması, arsanın vasfını değiştirmekte ve üzerindeki mülkiyet hakkının paylara bölünerek, birbirinden bağımsız hale gelen bu payların ayrı ayrı elden çıkarılmasına olanak sağlamaktadır. Tapuda ayrı bağımsız bölümler olarak tescil edilmiş her taşınmaz satışı, ayrı ve bağımsız işlemler olup aynı takvim yılında birden fazla bağımsız bölüm satılması, sürekliliğin göstergesidir.
Öte yandan, gerçek kişilere ait servetin, vergilendirilmiş veya vergilendirilmesi gerekmeyen kazanımlarla oluşan değerler bütünü olduğu ve 193 sayılı Kanun'un konusunu oluşturan gelirin, esasen ve çoklukla bu değerlerle girişilen ekonomik faaliyetlerden oluştuğu dikkate alındığında, faaliyetin servetin biçim değiştirmesi olarak nitelendirilmesi de mümkün değildir.
Davacının elde ettiği gelir yönünden devamlılık koşulunun gerçekleştiği, dolayısıyla kazancın ticari nitelik taşıdığı sonucuna varıldığından; yazılı gerekçeyle vergi ve cezaların kaldırılmasında hukuka uygunluk görülmemiş olup matrahın hukuka uygun olup olmadığı araştırılarak ulaşılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmek üzere Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
Diğer taraftan, özel usulsüzlük cezası hakkında, bozma kararı uyarınca verilecek karardaki esaslar doğrultusunda yeniden karar verileceği tabiidir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur. Davacının karar düzeltme istemini ise reddetmiştir.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davacı tarafından şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırları dışında olmak üzere tamamen kazanç elde etmek maksadıyla 2011 ve 2012 yıllarında yapılan gayrimenkul satışları nedeniyle tarh edilen dava konusu cezalı gelir vergisinin hukuka uygun olduğu belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Sonuç:
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/01/2024 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - Karşı Oy:
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.